top of page

EKŞİOÄžLU & MOSTUROÄžLU AÄ°HM KARARI TÜRKÇE ÇEVÄ°RÄ°SÄ°

Ä°KÄ°NCÄ° DAÄ°RE

EKÅžIOÄžLU VE MOSTUROÄžLU DAVASI v. TURKÄ°YE

(Başvuru numaraları. 2006/13 ve 10857/13)

15 Haziran 2021.

Bu karar kesin olmakla beraber bazı ÅŸekli deÄŸiÅŸikliklere uÄŸraması mümkündür.

EkÅŸioÄŸlu ve MosturoÄŸlu v. Türkiye davasında,

BaÅŸkan, Valeriu Gritco,

Hakimler, Branko Lubarda,

Pauliine Koskelo

ve Bölüm Kayıt Memuru

Katılımıyla komite olarak toplanan Avrupa Ä°nsan Hakları   Mahkemesi (Ä°kinci Daire),

Türkiye Cumhuriyeti aleyhine Türk vatandaÅŸları olan Ä°lhan Yüksel EkÅŸioÄŸlu ve Mehmet Åžekip MosturoÄŸlu’nun (“baÅŸvuranlar”) Ä°nsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına iliÅŸkin SözleÅŸme’nin (“SözleÅŸme”) 34. Maddesi uyarınca 30 Kasım 2012 tarihinde yapmış oldukları baÅŸvuruyu, Türk Hükümetine (“Hükümet”) Tahkim Kurulunun bağımsızlık ve tarafsızlığına ve mahkemeye baÅŸvuruya, kayda alınan telefon görüÅŸmelerinin yargılamada kullanılması ve baÅŸvuranların Tahkim Kurulu kararının gerekçesinde ve metninde masumiyet karinesi haklarına iliÅŸkin ÅŸikayetlerinin bildirilmesi ve baÅŸvurunun geri kalanının kabul edilmez olduÄŸunun beyan edilmesi kararını ve tarafların görüÅŸlerini dikkate alarak, 18 Mayıs 2021’de gerçekleÅŸtirilen kapalı müzakerelerin ardından, aynı tarihte kabul edilen aÅŸağıdaki kararı vermiÅŸtir:

GÄ°RÄ°Åž

1.BaÅŸvurucular Türkiye’deki bir futbol kulübünün eski yöneticileridir. Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu önünde Disiplin Yargılamasına konu olan dava maç sonuçlarını etkileme isnadına iliÅŸkindir.

ÅžARTLAR

2. BaÅŸvurucular 1966 yılında doÄŸmuÅŸlardır ve Ä°stanbul’da ikamet etmektedirler. Ä°lk baÅŸvurucu Ä°stanbul’da faaliyet gösteren Bay E.Åžen tarafından temsil edilmiÅŸtir. Ä°kinci BaÅŸvurucu Ä°stanbul’da faaliyet gösteren baÅŸka bir avukat olan N.Karakaya tarafından temsil edilmiÅŸtir.

3. Türk Devleti kendi görevlisi tarafından temsil edilmiÅŸtir.

DAVANIN KOÅžULLARI

4. Dava konusu olaylar (olgular), taraflarca belirtildiÄŸi üzere aÅŸağıdaki ÅŸekilde özetlenebilir

A. Davanın arka planı; BaÅŸvurucular aleyhine açılan ceza davası ve telefon görüÅŸmelerinin kayda alınmasına iliÅŸkin tedbirler

5. Futbol camiasında ÅŸike ve dolandırıcılık faaliyetleri de dahil olmak üzere organize suç faaliyeti ile ilgili olarak 2011 yılında belirsiz bir tarihte baÅŸlatılan çok sayıda ceza soruÅŸturması kapsamında, baÅŸvuranlar da dahil olmak üzere bazı futbolcuların, antrenörlerin ve kulüp yöneticilerinin sabit ve cep telefon numaraları, Ä°stanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararları uyarınca dinlenmiÅŸtir. Birinci baÅŸvuranın telefon hatlarının dinlenmesi, suç örgütü kurma suçu ÅŸüphesiyle yetkilendirilmiÅŸ ve baÅŸlangıçta 22 Åžubat 2011'de üç aylığına verilmiÅŸ ve 22 AÄŸustos 2011'e kadar uzatılmıştır. Ä°kinci baÅŸvurucuya ait telefon hatlarının ise suç örgütü kurma savıyla 15 Mart 2011 tarihinde dinleme ve kayda alınmasına karar verildiÄŸi görülmekle birlikte taraflar Mahkemeye ilgili kararı sunmadıkları gibi bu kararın hangi süre uzatıldığını da belirtmemiÅŸlerdir.

6. 7 Temmuz 2011’de baÅŸvurucular yargılama yapılmaksızın (yargılama öncesi) tutuklanmışlardır.

7.    2 Kasım 2011’de Ä°stanbul Cumhuriyet Savcısı, 93 kiÅŸi hakkında bir iddianame hazırlayıp Ä°stanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesine sunmuÅŸtur. BaÅŸvurucular Türk Ceza Kanunu’nun 220.maddesi uyarınca suç örgütü kurmak veya mensubu olmak, 158 § 1 (d) maddesi uyarınca ağırlaÅŸtırılmış dolandırıcılık, 6222 sayılı Sporda Åžiddet ve DüzensizliÄŸin Önlenmesi Hakkında Kanunun Madde 11 §§ 1, 4(b) ve (c) ve 5. Maddeleri uyarınca Süper Lig'de oynanan birçok maçta ÅŸike yapılması ve maç sonuçlarını etkilemek amacıyla oyunculara teÅŸvik primi verilmesi ile suçlanmışlardır.

8. 2 Temmuz 2012 tarihinde Ä°stanbul Ağır Ceza Mahkemesi baÅŸvuranları Türk profesyonel süper liginde maç sonuçlarını etkilemek amacıyla suç örgütüne üye olmaktan Ceza Kanunu'nun 220 § 2 ve 62. maddeleri uyarınca bir yıl üç ay hapis cezasına çarptırmıştır. Mahkeme, bu mahkûmiyetlere iliÅŸkin olarak hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar verdi.  6222 sayılı kanunun 11.maddesi uyarınca Åžike ve teÅŸvik primi verme hususunda, 15 ve 22 Mayıs 2011 tarihinde oynanan maçlarda ÅŸike yapmaktan; 17 ve 22 Nisan ve 25 Mayıs 2011’de oynanan maçlarda ise teÅŸvik primi vermekten, ilk baÅŸvurucuya 1 yıl 25 ay 15 gün hapis cezası ve 900.000 Türk Lirası adli para cezası vermiÅŸtir. Ceza Mahkemesi ikinci baÅŸvurucuya 8 ve 15 Mayıs 2011 de oynanan maçlarda ÅŸikeye teÅŸebbüs etme ve 22 Nisan 2011 tarihinde oynanan maç ile ilgili olarak teÅŸvik primi vermekten 1 yıl 4 ay 14 gün hapis cezası ve 100.000 lira adli para cezası vermiÅŸtir.

Mahkeme baÅŸvurucuları aynı suçlamalarda 22 ÅŸubat ve 9 nisan arasındaki eylemlerde bu tarihlerde ÅŸike ve teÅŸvik priminin suç olmaması nedeniyle beraat ettirmiÅŸtir. Mahkeme baÅŸvurucuları cezalarının infazı süresince spor kulüplerinin ve federasyonların idari ve yönetim organlarında görev almaktan men etmiÅŸtir.

9. 17 Ocak 2014’te Yargıtay ilk baÅŸvurucunun 6222.sayılı kanunun 11.maddesinden olan mahkumiyet kararını onamış ve ikinci baÅŸvurucunun 6222.sayılı kanundan olan mahkumiyet kararını bozmuÅŸtur.

10. Bu sırada 21 Åžubat 2014’te Ceza Usul Kanunun 135 ve 140.maddelerine yapılan deÄŸiÅŸiklikler ile Ceza Kanunun 220.maddesindeki suçlar iletiÅŸimin denetlenmesi, izlenmesi ve kayıt altına alınması için katalog suçlar listesinden çıkartılmışlarıdır.

 11. Belirsiz bir tarihte ilk baÅŸvurucu Ceza Usul Kanunu’nun 135 ve 140.maddelerinde yapılan deÄŸiÅŸiklik nedeniyle ceza davasının yeniden görülmesi için baÅŸvuruda bulunmuÅŸtur.

12. Ä°stanbul Ağır Ceza Mahkemesi ilk baÅŸvurucunun davanın yeniden görülmesi için yaptığı baÅŸvuruyu kabul etmiÅŸtir ve baÅŸvurucuların davasını aynı dosyada görmeye devam etmiÅŸtir. 9 Ekim 2015’te mahkeme baÅŸvurucuları ÅŸike ve teÅŸvik primi verme suçlarından beraat ettirmiÅŸtir. BaÅŸvurucuların baÅŸvuru yaptığı esnada davanın temyiz aÅŸaması Yargıtay önünde sürmektedir.

13. Ayrıca kumpas davası olarak bilinen ceza yargılamasında baÅŸvurucular ve diÄŸer sanıklara karşı oluÅŸan hukuka aykırılıklarla ilgili olarak dahli bulunan kiÅŸilere karşı açılmış bir dava açılmıştır. BaÅŸvurucuların baÅŸvuru yaptığı esnada dava yerel mahkemelerin önünde görülmektedir.

B. Dava konusu olayla ilgili diÄŸer yargılamalar: Türkiye Futbol Federasyonu nezdinde BaÅŸvurucular aleyhine açılan disiplin yargılaması

14. 16 AÄŸustos 2011 ve 3 Ocak 2012 tarihli yazılarıyla Türkiye Futbol Federasyonu ceza soruÅŸturmasına konu ÅŸike isnadına iliÅŸkin olarak BaÅŸvuruculara PFDK’ya sevk edildiklerini bildirmiÅŸtir.

15. BaÅŸvurucular savunmalarını yazılı olarak sunmaya davet edilmiÅŸlerdir. Ä°ki baÅŸvurucu da telefon konuÅŸma dökümlerinin disiplin yargılamasında delil olarak kullanılmasına itiraz etmiÅŸlerdir. BaÅŸvurucular 6222 sayılı kanunun 14 Nisan 2011’de çıkmasından önce ÅŸikenin bir suç olmadığını ve bu tarihten öncesine iliÅŸkin telefon kayıtlarının kullanılmasının hukuka aykırı olduÄŸunu ileri sürmüÅŸlerdir. Ä°kinci olarak 14 nisan 2011 ile 3 temmuz 2011 arasındaki telefon görüÅŸme kayıtlarının suç örgütü isnadı ile toplandığını, ÅŸike için toplanmadığını ve bu doÄŸrultuda kayıtların toplanmasının ve kullanılmasının hukuka aykırı olduÄŸunu belirtmiÅŸlerdir. Maç hakemleri ve gözlemci raporları ile müsabaka kayıtlarının yargılama sürecinde esas delil olarak kabul edilmesi gerektiÄŸini ancak disiplin soruÅŸturmasında hiç kullanılmadıklarını belirtmiÅŸlerdir.

16. 6 Mayıs 2012’de PFDK çoÄŸunluk kararı ile ilk baÅŸvurucunun 7 mart 2011, 22 nisan 2011 ve 15 mayıs 2011’deki maç sonuçlarını etkilemeye teÅŸebbüs etmekten 3 yıl hak mahrumiyeti ve ikinci baÅŸvurucunun 22 nisan 2011’de oynanan maçın sonucunu etkilemeye teÅŸebbüs etmekten 1 yıl süre ile disiplin cezası almasına (hak mahrumiyetine) Futbol Disiplin Talimatı’nın 58/2.maddesi uyarınca karar vermiÅŸtir. PFDK baÅŸvurucuları suçlu bulurken çok büyük ölçüde ilk baÅŸvurucunun 28 ÅŸubat 2011 ve 18 mayıs 2011 arasındaki telefon kayıtları ve ikinci baÅŸvurucunun 15 mayıs 2011’deki telefon kayıtları ile diÄŸer kiÅŸilerin birinci baÅŸvurucunun ofisine gittiÄŸinin görüldüÄŸü fiziki takip kayıtlarını kullanmıştır.

17. 19 Mayıs 2012’de baÅŸvurucular PFDK kararına karşı olarak Tahkim Kuruluna baÅŸvurmuÅŸlardır. BelirtilmemiÅŸ bir tarihte Tahkim Kurulu baÅŸkanı kendisini davadan çekmiÅŸtir.

18. 4 Haziran 2012’de Tahkim Kurulu oy birliÄŸi ile itirazı reddetmiÅŸtir ve TFF’nin disiplin yargılamasında delillerin deÄŸerlendirilmesinde delillerin yasadışı elde edilmediÄŸi sürece herhangi bir hukuk kuralı ile baÄŸlı olmadığını belirtmiÅŸtir. Bu doÄŸrultuda Tahkim Kurulu maç sonuçlarını etkileme kanıtı olarak kullanılmasının, delil kullanımına izin veren Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu (CPP) hükümleri nedeniyle hukuka aykırı olarak nitelendirilemeyeceÄŸini deÄŸerlendirmiÅŸtir. Bu nedenle, Tahkim Kurulu, baÅŸvurucuların telefonlarının dinlenmesinin bir suç örgütü kurma ÅŸüphesi nedeniyle yetkilendirilmiÅŸ olmasına raÄŸmen, gözetim sırasında elde edilen delillerin ÅŸike suçu ÅŸüphesini doÄŸurduÄŸu kanaatine varmıştır.

Tahkim Kurulu kararı anayasanın 59.maddesi uyarınca kesin ve herhangi bir yargısal denetime tabi değildir.

Ä°LGÄ°LÄ° YASAL MEVZUAT (DÜZENLEMELER)

  1. TÜRKÄ°YE FUTBOL FEDERASYONU

19. TFF 1923 yılında Türkiye’deki futbolun yönetilmesi için kurulmuÅŸtur. Sporun ulusal federasyonu olarak profesyonel ve amatör futbolun tüm boyutlarını denetleyen ve düzenleyen en üst otoritedir. Futbol ile ilgili disiplin ve idari uyuÅŸmazlıkların çözümünde kullanılan mevzuat ve TFF Tahkim Kurulu’nun münhasır yetkisine iliÅŸkin mevzuat Ali Rıza ve diÄŸerleri v. Türkiye 30226/10 ve 4 diÄŸerleri 45-22, 28 Ocak 2020 dosyasında bulunabilir

20. Dönemin Futbol Disiplin Talimatı’nın 58.maddesi bir maçın sonucunu etkilemeye iliÅŸkin disiplin suçunu; hukuka veya spor etiÄŸine aykırı olarak müsabakaların sonucunu etkilemek veya teÅŸebbüs etmek ÅŸeklinde tanımlamıştır. Bir futbolcu veya takıma teÅŸvik primi vermek de bu kapsamda kusurlu bulunmuÅŸtur. Bir maç sonucunu etkileme suçuna tekabül eden ceza gerçek kiÅŸiler için 1 yıldan 3 yıla hak mahrumiyeti ve kulüpler için bir alt lige düÅŸürülmektir. 99.madde ceza alan kiÅŸilerin müsabakalara katılmasını, idari görevlerde bulunmasını, futbol ile ilgili herhangi bir faaliyette bulunmasını ve stadyumlara giriÅŸini yasaklar.

II.        Ä°LGÄ°LÄ° CEZA HUKUKU HÜKÜMLERÄ°

21. 14 Nisan 2011’de yürürlüÄŸe giren 6222 numaralı Sporda Åžiddet ve DüzensizliÄŸin Önlenmesine Ä°liÅŸkin Kanunun ilgili maddeleri aÅŸağıdaki ÅŸekildedir:

“11-Åžike ve TeÅŸvik Primi

  1. Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir baÅŸkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kiÅŸi, bir yıldan üç yıla kadar (1) hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kiÅŸi de bu suçtan dolayı müÅŸterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaÅŸmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. 

  1. Kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaÅŸmaya varılamadığı takdirde, suçun teÅŸebbüs aÅŸamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur.

  1. Suç tamamlanırsa ceza yarı oranında arttırılır

(b) Federasyon veya spor kulübü yöneticileri tarafından….

(c) Suç iÅŸlemek amacıyla kurulmuÅŸ bir örgütün faaliyeti çerçevesinde,

  1. Suçun bir müsabakada bir takımın baÅŸarılı olmasını saÄŸlamak amacıyla teÅŸvik primi verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle iÅŸlenmesi halinde bu madde hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir….

9.      Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması […] burada sayılan suçlar için geçerli deÄŸildir.

“23-Yargılama ve Usul Hükümleri

  1. Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesi hükümleri, 11 inci maddede tanımlanan suç bakımından da uygulanır.

22. CMK'nın (5271 sayılı Kanun) iletiÅŸimlerin dinlenmesi ve kaydedilmesine iliÅŸkin 135. maddesi ve izin verilen suçla ilgili olmayan ancak 135. Maddede sıralanan baÅŸka bir katalog suçla ilgili olan ve dinleme sırasında elde edilen “tesadüfî delil” leri düzenleyen 138 § 2 maddesi KarabeyoÄŸlu/Türkiye davasında bulunabilir (no. 30083/10, §§ 39-48, 7 Haziran 2016).

HUKUK

 

I.BAÅžVURULARIN BÄ°RLEÅžTÄ°RÄ°LMESÄ°

23. Başvuruların aynı konuda olması nedeniyle Mahkeme başvuruları tek kararda ele almayı uygun bulmuştur

II. ANLAŞMANIN 6/1 VE 6/2 MADDELERİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI

    24. Ä°lk baÅŸvurucu SözleÅŸmenin (Konvansiyon) 6. Maddesi, ikinci baÅŸvurucu ise 6. ve 13. Maddeleri tahtında Tahkim Kurulu’nun, Kurul üzerinde TFF nin yönetim ve etkilemeleri sebebi ile bağımsız ve tarafsız olmadığından yakınmaktadırlar. Her iki baÅŸvurucuda, Tahkim Kurulu BaÅŸkanının, herhangi bir gerekçe göstermeksizin çekinmesinin SözleÅŸmenin belirtilen maddeleri ile uyumlu olmadığından da yakınmaktadırlar. Her iki baÅŸvurucu da, ayrıca, SözleÅŸmenin 6 §§ 2 Maddesi uyarınca masumiyet karinesine iliÅŸkin haklarının ihlal edildiÄŸinden yakınmaktadırlar.

Åžöyle ki; benzer suçlamalara iliÅŸkin ceza yargılamasına iliÅŸkin kararlar kesinmiÅŸçesine bir gerekçelendirme ve yazım kullanılmıştır.  Mahkeme, bütün bu yakınmaların sadece Madde 6 §§ 1 ve 2 tahtında incelemeye deÄŸer bulmuÅŸtur. (bakınız Sukhorubchenko v/Rusya, no.69315/01, §60, 10 Åžubat 2005; mutatis mutandis, Assanitze v Gürcistan [GC], no.71503/01,  §187, ECHR 2004/II; ve Popov v Moldova (no.1), no.74153/01,  § 58,18 Ocak 2005, ilgili bölümleri aÅŸağıda aktarılmaktadır.:

“1. Herkes medeni haklarının ve yükümlülüklerinin tespitinde…. bağımsız ve tarafsız bir Kurul (Heyet) tarafından adil bir ÅŸekilde yargılanmalıdır.

2. Herhangi bir suçla suçlanan herkes hukuka uygun olarak suçlu olduÄŸu kanıtlanana kadar masum kabul edilmelidir.”

25. Devlet baÅŸvurucuların ÅŸikayetlerine karşı çıkmıştır

  1. Kabul Edilebilirlik

  1. SözleÅŸmenin 6 § 1 maddesinin TFF tahtındaki disiplin yargılamasına doÄŸası gereÄŸi uygulanabilirliÄŸi

26. Hükümet anlaÅŸmanın 6/1 maddesinin TFF önündeki yargılamalara uygulanamayacağını ileri sürmüÅŸtür. Sporun idaresi ve disiplinine iliÅŸkin uyuÅŸmazlıkların münhasıran spor camiasının bir sorunu olduÄŸunu ve temel hak ve özgürlüklerin alanına düÅŸmediÄŸi düÅŸüncesindedir.

27. BaÅŸvurucular, idari görevlerinden geçici olarak mahrum kalmaları ile sonuçlanan disiplin yargılamalarının temel haklarını etkilediÄŸi görüÅŸündedir

28. Mahkeme, söz konusu yargılamanın bir suç isnadının karara baÄŸlanmasına ilgili olmadığını ve bu nedenle 6 § 1 maddesinin cezai boyutunun uygulanmayacağını not eder. (bkz.  Denisov / Ukrayna [BD], no. 76639/11, § 43, 25 Eylül 2018).

29. Ancak Mahkeme, sürekli olarak, bir mesleÄŸi icra etmeye devam etme hakkının tehdit altında  olduÄŸu disiplin kovuÅŸturmalarının, SözleÅŸme'nin 6 § 1 maddesi anlamında medeni haklar konusunda ihtilaflara (“uyuÅŸmazlıklara”) yol açtığına karar vermiÅŸtir (bkz., diÄŸerlerinin yanı sıra, König / Almanya, 28 Haziran 1978, §§ 87-95, Seri A no. 27 ve Di Giovanni / Ä°talya, no. 51160/06, § 36, 9 Temmuz 2013). BaÅŸvuranların spor kulübünde yönetici olarak hizmet etmeye devam etme hakları, haklarındaki disiplin soruÅŸturmasında tehdit altında olduÄŸundan, Mahkeme, SözleÅŸme'nin 6 § 1 maddesinin medeni hukuk baÅŸlığı altında uygulanabilir olduÄŸu kanaatindedir.

30. Bu nedenle Mahkeme, baÅŸvuranların taraf olduÄŸu TFF nezdinde yürütülen disiplin soruÅŸturmasının konusunu oluÅŸturan uyuÅŸmazlıklar için 6. maddenin konu bakımından uygulanabilir olduÄŸu kanaatindedir.

  1. SözleÅŸmenin 6 § 2 Maddesinin TFF Tahtındaki Disiplin Yargılamasına DoÄŸası GereÄŸi UygulanabilirliÄŸi

31. 6/2.Madde “Hukuken suçu kanıtlanana kadar masum kabul edilme” hakkını korur. Mahkeme önceki içtihatlarında masumiyet karinesi ile saÄŸlanan korumayı iki açıdan kabul etmiÅŸtir; ceza yargılamasının iÅŸleyiÅŸine iliÅŸkin usuli boyut ve baÅŸvurucunun takip eden yargılamalar neticesinde mahkumiyet dışında bir hükümle sonuçlanması ile var olan masumiyetine itibar edilmesini temin etme boyutu (bakınız, genel olarak, Allen v. BirleÅŸik Krallık (GC) no.25424/09, §§ 93-94, AIHM 2013). Ä°lk açıdan, masumiyet karinesi resmi görevlileri sanığın suçluluÄŸuna iliÅŸkin zamanından evvel beyanlarda bulunmasını engelleyen, ceza yargılamasının adilliÄŸini saÄŸlayan bir usuli güvencedir. Ancak sadece cezai konular ile sınırlı bir usuli güvence deÄŸildir; uygulama alanı daha geniÅŸtir ve devlet yetkililerinin bir bireyin mahkeme kararıyla suçu kesinleÅŸmemiÅŸ bir kiÅŸinin suçlu olduÄŸunu ifade etmemelerini gerektirmektedir (Konstas v. Yunanistan no 53466/07, § 32, 24 Mayıs 2011). Bu baÄŸlamda, Mahkeme, “sanık” sıfatıyla ilgili kiÅŸiye yöneltilmeyen ancak yine de ilgili olan ve aynı zamanda ceza yargılamasıyla baÄŸlantılı olan bir yargılamada verilen vakitsiz suç deÄŸerlendirmesi için de 6 § 2 maddesinin geçerli olduÄŸunu yineler (bknz. El Kaada v. Almanya no 2130/10 str.37, 12 Kasım 2015) 

32. Masumiyet karinesinin uygulanabileceÄŸi periyotta mahkeme anlaÅŸmanın 6/2.maddesinin cezai bir isnada maruz kalan herkese uygulanabileceÄŸini hatırlatır ve bir bireye, bir suç iÅŸlediÄŸine dair bir iddianın yetkili makam tarafından resmi olarak bildirilmesi (bkz. Bikas / Almanya, no. 76607/13, § 30, 25 Ocak 2018) veya suç duyurusunda bulunulan noktadan itibaren durumu, kendisine yönelik bir ÅŸüphe nedeniyle yetkililer tarafından alınan önlemlerden önemli ölçüde etkilenmiÅŸtir (bk. Simeonovi / Bulgaristan [BD], no. 21980/04, §§ 110-11, 12 Mayıs 2017 ve burada atıfta bulunulan içtihat).

33. Mahkeme somut olayın ÅŸartlarına bakarak baÅŸvurucuların 7 Temmuz 2011’de yargılanmaksızın (kovuÅŸturma öncesi) tutuklandıklarını ve 2 Kasım 2011’de Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame ile diÄŸer isnatlarla birlikte ÅŸike suçu da isnat edilmiÅŸtir. BaÅŸvurucuların kovuÅŸturma öncesi safhada tutuklanması ve ceza yargılamasının baÅŸlamasını takiben TFF baÅŸvurucular hakkında disiplin soruÅŸturması baÅŸlatmıştır. Mahkeme tarafların baÅŸvurucular hakkında baÅŸlatılan ve hak mahrumiyeti almalarına neden olan disiplin yargılamasının doÄŸrudan ceza yargılaması ile ilgili olduÄŸunu ve taraflar arasında bu hususta çekiÅŸme olmadığını tespit etmiÅŸtir. TFF’nin disiplin otoritelerinin ceza dosyasını incelemesi ve tüm hükümlerini bu dosyanın içeriklerine, spesifik olarak ceza yargılaması için edinilmiÅŸ olan telefon görüÅŸmelerine dayandırmaları Mahkeme’nin disiplin ve ceza yargılaması arasında çok güçlü bir baÄŸ olduÄŸunu ve anlaÅŸmanın 6/2.maddesinin disiplin yargılamasında uygulanabilir olduÄŸuna kanaat getirmesini saÄŸlamıştır.  Ayrıca disiplin yargılamasında yer alan otoriteler, Tahkim Kurulu da dahil olmak üzere baÅŸvurucuların ceza yargılamasında karşılaÅŸtıkları isnatlara karşı masum olup olmadığını deÄŸerlendirmeme (tartışmamama) yükümlülüÄŸü altındadır . Bu nedenle, uygulamanın bu yönüyle, konu bakımından SözleÅŸme hükümleriyle baÄŸdaÅŸmadığı sonucuna varılmıştır.

  1. Yerel BaÅŸvuru Yollarının Tüketilmesi

34. Hükümet baÅŸvurucuların iç hukuk yollarını tüketmediÄŸini ileri sürmüÅŸtür. Hükümet Tahkim Kurulu kararının nihai ve itiraza açık olmadığını itiraf ederken baÅŸvurucuların yargılamanın yenilenmesini talep edebileceklerini belirtmiÅŸtir.

35. BaÅŸvuranlar, yargılamanın yeniden açılmasına yönelik bir baÅŸvurunun kendi davalarında etkili bir hukuk yolu olarak deÄŸerlendirilemeyeceÄŸini ileri sürmüÅŸlerdir. Bu tür baÅŸvuruların ancak yargılamanın yeniden baÅŸlatılmasını haklı kılan geçerli gerekçeler olması halinde kabul edilebilir olduÄŸunu ileri sürmüÅŸlerdir. Disiplin yönetmeliÄŸinin 93. maddesine göre, sadece daha önce disiplin mercilerinin dayandığı delillerin sahte olması veya kovuÅŸturmanın sonucunu etkileyebilecek yeni delillerin ortaya çıkması veya lehte hükümler öngören mevzuatta deÄŸiÅŸiklik yapılması durumu kabul edilebilir. geçerli gerekçeler olarak kabul etmiÅŸtir. BaÅŸvurucuların Davalarında, ceza mahkûmiyetleri bozulurken, ceza mahkemelerindeki yargılamalar devam etmekte olup kesinleÅŸmemiÅŸtir ve bu nedenle disiplin soruÅŸturmasının yeniden görülmesini talep edememiÅŸlerdir

36. Mahkeme iç hukuk yollarının tüketilmesine iliÅŸkin olarak yerleÅŸik içtihadına atıf yaparak somut olarak Vuckovic ve diÄŸerleri v. Sırbistan (ön itiraz) [BD], no. 17153/11 ve diÄŸerleri, § § 69-77, 25 Mart 2014. ). Mahkeme, iç hukuk yollarının tüketilmesine iliÅŸkin kuralları belirleyen AÄ°HS'nin 35 § 1 maddesinin ispat yükünün dağılımını öngördüÄŸünü yineler. Mahkemeyi, iç hukuk yolunun teoride ve pratikte ilgili zamanda mevcut olduÄŸu, yani eriÅŸilebilir olduÄŸu, davada tazmin saÄŸlayabilecek bir yol olduÄŸuna ikna etmek, tüketilmediÄŸini iddia eden Hükümetin görevidir. Ä°spat yükümlülüÄŸü yerine getirildiÄŸinde baÅŸvurucuya bu yolları tüketmiÅŸ olduÄŸunun veya herhangi bir sebeple yetersiz veya bazı hallerde etkisiz olduÄŸunu veya özel ÅŸartların bulunduÄŸunu kanıtlamak düÅŸer.

37. Mahkeme Tahkim Kurulu’nun 4 Haziran 2012 tarihli kararının Anayasa Mahkemesi de dahil olmak üzere hiç bir mahkeme önünde itiraza açık olmadığını ve haliyle kesin olduÄŸunu tespit etmiÅŸtir. Davanın yeniden görülmesine iliÅŸkin mevzuat ceza yargısı önünde kesinleÅŸmemiÅŸ bir beraatin aynı olaylara iliÅŸkin bir disiplin yargısını tekrar baÅŸlatması için geçerli olmayacaktır. Ayrıca Hükümet PDFK’nın ceza yargısı önünde kesinleÅŸmemiÅŸ bir beraatin baÅŸvurucuların durumuna benzer bir olayda tekrar yargılama için geçerli olacağını gösteren bir örnek sunamamıştır. Mahkeme hükümetin iç hukuk yollarının tüketilmemesine iliÅŸkin itirazını reddetmiÅŸtir.

  1. Kabul edilebilirlik hususundaki sonuç

38. Mahkeme, baÅŸvuranlar tarafından yapılan yukarıda belirtilen ÅŸikayetlerin, SözleÅŸme'nin 35 § 3 (a) maddesi anlamında açıkça temelsiz olmadığını kaydeder. Ayrıca, baÅŸka herhangi bir nedenle kabul edilemez olmadıklarını kaydeder. Bu nedenle, bunların kabul edilebilir olarak beyan edilmesi gerekir.

  1. Tespitler

1.Tahkim Kurulunun Tarafsızlığı ve Bağımsızlığı

39. Mahkeme Ali Rıza ve diÄŸerleri davasında (yukarıda belirtilmiÅŸ satır 201-222) aynı ÅŸikayeti halihazırda deÄŸerlendirdiÄŸini görmektedir. Bu kararda mahkeme Tahkim Kurulu’nun SözleÅŸme’nin 6.maddesi uyarınca bağımsız ve tarafsız olarak deÄŸerlendirilemeyeceÄŸini zira TFF’nin icra organı olan yönetim kurulunun Tahkim Kurulu’nun organizasyonu ve iÅŸleyiÅŸi üzerinde kayda deÄŸer tesiri olduÄŸuna karar vermiÅŸtir. Mahkeme ayrıca TFF’nin Tahkim Kurulu üyelerini dışarıdan gelecek baskılardan koruyacak tedbirleri almadığını ve Tahkim Kurulu üyelerinin tarafsızlığı ve bağımsızlığına iliÅŸkin itirazları ele alacak usul kuralları olmadığını tespit etmiÅŸtir (ibid, 212 ve 215).

40. Mahkeme huzurdaki davayı incelemiş ve Ali Rıza ve diğerleri kararındaki bulgularından uzaklaşmayı gerektiren herhangi bir somut duruma rastlamamıştır.

41. Yukarıdaki deÄŸerlendirmeler mahkemenin, sözleÅŸmenin 6/1 maddesinin ihlal edildiÄŸine karar vermesi için yeterlidir.

  1. Yargılamanın adilliği ve anlaşmanın 6/2 maddesi uyarınca masumiyet karinesi

42. Tahkim Kurulu’nun anlaÅŸmanın 6/1 maddesinde aranan bağımsızlık ve tarafsızlığa iliÅŸkin gereklilikleri karşılamadığı bulgusu ışığında baÅŸvurucuların Tahkim Kurulu’nun yargılamadaki adilliÄŸine iliÅŸkin, mahkemeye eriÅŸim ve masumiyet karinesine iliÅŸkin ayrıca deÄŸerlendirmeye gerek yoktur. (Bknz. Ali Rıza ve diÄŸerleri v. Türkiye, no.58756/00 str.27 ve 32, 3 Mayıs 2007)

III.SÖZLEÅžMENÄ°N 8.MADDESÄ°NÄ°N Ä°HLAL EDÄ°LDİĞİ Ä°DDÄ°ASI

43. BaÅŸvurucular telefon görüÅŸmelerinin ceza soruÅŸturması kapsamında takip edilmesinin hukuka aykırı olduÄŸunu ve telefon görülmelerinin dökümlerinin PFDK ve Tahkim Kurulu nezdinde yürütülen disiplin soruÅŸturmasında kullanılmasının SözleÅŸmenin aÅŸağıda görülen 8.maddesine aykırı olduÄŸunu belirtmiÅŸlerdir.

“1. Her ÅŸahıs hususi ve ailevi hayatına, meskenine ve muhaberatına hürmet edilmesi hakkına maliktir.

2.Bu hakların kullanılmasına resmi bir makamın müdahalesi demokratik bir cemiyette ancak milli güvenlik, amme emniyeti, memleketin iktisadi refahı, nizamın muhafazası, suçların önlenmesi, saÄŸlığın veya ahlakın ve baÅŸkasının hak ve hürriyetlerinin korunması için zaruri bulunduÄŸu derecede ve kanunla derpiÅŸ edilmesi ÅŸartıyla vuku bulabilir.”

  1. Kabul Edilebilirlik

44. Hükümet baÅŸvurucuların anlaÅŸmanın 35/1.maddesi uyarınca gerekli olan iç hukuk yollarını tüketmediÄŸini zira idari yargı önünde kamu görevlilerince iletiÅŸimin hukuka aykırı olarak denetlenmesi ile ilgili olarak tazminat talebinde bulunmadıklarını belirtmiÅŸtir.

45.Mahkeme’nin KarabeyoÄŸlu’ndaki (60.satırda deÄŸinilmiÅŸtir) bulgularına dayanarak baÅŸvurucular maÄŸduriyetin giderilmesi adına hükümetin bahsettiÄŸi hukuk yolunun etkin bir yöntem olarak deÄŸerlendirilemeyeceÄŸini zira idare mahkemelerinin tartışılan mahkeme tarafından karar verilmiÅŸ iletiÅŸimin denetlenmesi yöntemine iliÅŸkin sözleÅŸmenin 8.maddesinde belirtilen güvenceler tahtında bir deÄŸerlendirme yapmadığını belirtmiÅŸlerdir.

 46. Mahkeme önceki bulgularına atıf yaparak idari yargıdaki tazminat süreçlerine iliÅŸkin olarak yargı kararına dayalı denetim temelli davalarda etkin bir yol olmadığını belirtmektedir. (KarabeyoÄŸlu, yukarıda deÄŸinilmiÅŸtir, § 60, and Mustafa Sezgin Tanrıkulu v. Turkiye, no. 27473/06, §§ 24-28, 18 Temmuz 2017). Hükümet, mahkemeyi aksi yönde düÅŸünmeye itebilecek bir beyanda bulunmamış, ulusal mahkemelerin önceki kararlarına deÄŸinmemiÅŸtir.

47.Bu doÄŸrultuda mahkeme hükümetin ileri sürdüÄŸü iç hukuk yollarının tüketilmemiÅŸ olması itirazını reddetmektedir.

48. Mahkeme ayrıca baÅŸvurunun sözleÅŸmenin 35/3.maddesi baÄŸlamında dayanaktan yoksun olmadığını deÄŸerlendirmektedir. Dahası baÅŸvurunun baÅŸkaca bir sebeple de kabul edilemez olmadığını deÄŸerlendirmektedir. Bu nedenle baÅŸvuru kabul edilebilir olarak deÄŸerlendirilmelidir.

  1. Tespitler

49.  BaÅŸvurucular iddialarını sürdürmüÅŸtür.

50.Hükümet baÅŸvurucuların anlaÅŸmanın madde 8 altında belirtilen haklarına bir müdahale olmadığını belirtmiÅŸlerdir. Her halükarda 6222 sayılı kanunun 23/2 maddesinde ÅŸikeye iliÅŸkin olarak ceza usul kanunun 135.maddesine atıf yapılması suretiyle aranan koÅŸulların gerçekleÅŸtirildiÄŸi ve hukuka uygunluÄŸun gerçekleÅŸtiÄŸini ileri sürmüÅŸtür. Her ne kadar baÅŸvurucuların iletiÅŸimlerinin denetlenmesi için 6222 sayılı kanunun yürürlüÄŸe girdiÄŸi 14 nisan 2011den itibaren yargısal yetkilendirme olsa da hukuki temelden yoksun olduÄŸu söylenemez. Bu konuÅŸmaların tutanaklarının baÅŸvuranlar aleyhindeki disiplin soruÅŸturmasında delil olarak kullanılmasına iliÅŸkin olarak, Hükümet, bu tür bir kullanıma izin verildiÄŸinde iç hukukta bir hükme iÅŸaret etmemiÅŸ, ancak 6698 sayılı Kanunda yer alan hükümlerle birlikte okunması gerektiÄŸini deÄŸerlendirmiÅŸtir. 6222 sayılı kanunun disiplin yönetmeliÄŸi ve TFF'nin ÅŸike ile mücadele konusundaki genel görevi ile birlikte bu tür bir kullanımı haklı kıldığı düÅŸüncesindedir.

51. Mahkeme telefon görüÅŸmelerinin anlaÅŸmanın 8.maddesi baÄŸlamında özel hayat ve iletiÅŸim kavramları ile baÄŸdaÅŸtığını gözlemlemektedir. (diÄŸer kararların yanı sıra bkz. Craxi/Ä°talya (no. 2), no. 25337/ 94, § 57, 17 Temmuz 2003 ve Drakšas / Litvanya, no. 36662/04, § 52, 31 Temmuz 2012). Bu nedenle, baÅŸvuranların ÅŸikâyetçi oldukları telefon dinleme önlemleri ve söz konusu disiplin soruÅŸturması baÄŸlamında konuÅŸma kayıtlarının kullanılması, bu maddenin anlamı dahilinde bir müdahale teÅŸkil etmektedir (benzer bir sonuç için bkz. yukarıda anılan KarabeyoÄŸlu, § 76).

52. Mahkeme KarabeyoÄŸlu dosyasını hatırlatarak disiplin mercilerinin ceza yargılaması için elde edilen telefon dinlenmesi yoluyla elde edilen kayıtlara dayanmasının anlaÅŸmanın 8.maddesinin ihlali olduÄŸunu tespit etmiÅŸtir. Mahkeme ayrıca anlaÅŸmanın 8/2 maddesi baÄŸlamında müdahalenin yasalara göre yapılmadığını belirtmektedir.

53. Mahkeme huzurdaki dosyaya iliÅŸkin hususların KarabeyoÄŸlu dosyasında deÄŸerlendirilenler ile benzer olduÄŸunu belirtmektedir. Bu baÄŸlamda baÅŸvurucuların telefonlarının sadece ceza soruÅŸturmasında kullanılmak ve spesifik olarak suç örgütü kurma suçu için takip edilmesine izin verilmiÅŸtir. Ä°ç hukukun herhangi bir unsuru bu verilerin bir disiplin yargılamasında kullanılmasına izin vermemektedir. Bu noktada telefon dinleme kayıtlarının kullanılması iç hukuka uygun deÄŸildir.

54. Bu baÄŸlamda disiplin soruÅŸturmasının içeriÄŸinde baÅŸvurucuların telefon görüÅŸme kayıtlarının kullanılması anlaÅŸmanın 8.maddesinin ihlalidir.

  1. ANLAÅžMANIN 41.NCÄ° MADDESÄ°NÄ°N UYGULANMASI

55. Anlaşmanın 41. Maddesi şu şekildedir;

EÄŸer Mahkeme bu SözleÅŸme ve Protokollerinin ihlal edildiÄŸine karar verirse ve ilgili Yüksek SözleÅŸmeci Taraf’ın iç hukuku bu ihlalin sonuçlarını ancak kısmen ortadan kaldırabiliyorsa, Mahkeme, gerektiÄŸi takdirde, zarar gören taraf lehine adil bir tazmin verilmesine hükmeder.

56. Birinci baÅŸvuran adil tazmin talebinde bulunmamıştır. Dolayısıyla Mahkeme, baÅŸvurana herhangi bir miktar hükmedecek konumda deÄŸildir.

57. Ä°kinci baÅŸvuran, (i) ceza yargılaması devam ederken tutukluluÄŸu nedeniyle uÄŸradığı gelir kaybı, (ii) bunun sonucunda itibar kaybı nedeniyle gelir kaybı ile ilgili olarak toplam 156.822 Euro (EUR) talep etmiÅŸtir. TFF nezdindeki yargılamalar ve (iii) yargılama öncesi tutukluluk süresi boyunca yapılan masraf ve harcamalar. Ayrıca, SözleÅŸme'nin 6. ve 8. Maddeleri baÄŸlamında manevi tazminat olarak 87.000 Euro talep etmiÅŸtir. Masraf ve harcamalara iliÅŸkin olarak, cezai takibatta yasal temsilinin maliyetinden ve aleyhindeki kovuÅŸturmayı bildiren basın makalelerine karşı kamuoyundaki imajını korumak için önlemler alırken yaptığı diÄŸer masraflardan oluÅŸan 4.406.05 Euro talep etmiÅŸtir.

58. Hükümet, baÅŸvuranın iddia ettiÄŸi zarar ile iddia edilen ihlaller arasında illiyet bağı bulunmadığını göz önünde bulundurarak iddialara itiraz etmiÅŸtir. Her halükarda, meblaÄŸların aşırı olduÄŸunu ileri sürerler.

59. Mahkeme, tespit edilen ihlaller ile iddia edilen maddi tazminat arasında herhangi bir illiyet bağı görmemektedir; bu nedenle bu iddiayı reddeder. Öte yandan, ikinci baÅŸvuranın bir miktar manevi zarar görmüÅŸ olması gerektiÄŸi kanaatindedir. Adil bir ÅŸekilde karar vererek, baÅŸvurana manevi tazminat olarak 6.000 Euro ve ayrıca bu tutar üzerinden iÅŸleyebilecek herhangi bir verginin de eklenerek ödenmesine karar verir.

60. BaÅŸvuranın masraf ve giderlere iliÅŸkin talebine iliÅŸkin olarak, Mahkeme, yerel yargılamalarda ortaya çıkan masrafların ancak, tespit edilen ihlali önlemek veya tazmin etmek için gerekli olduÄŸu sürece  ödenebileceÄŸini yineler (bkz., örneÄŸin, Moser / Avusturya, 12643/02, § 115, 21 Eylül 2006). Mevcut davada, yerel yargılamalarda yapılan masraf ve harcamalar, tespit edilen ihlallerle ilgili deÄŸildir. Mahkeme bu nedenle bu iddiaları reddeder.

61. Mahkeme, temerrüt faiz oranının Avrupa Merkez Bankası'nın marjinal borç verme oranına dayanmasının uygun olduÄŸunu ve buna üç puan eklenmesi gerektiÄŸini düÅŸünmektedir.

BU GEREKÇELERLE MAHKEME OYBÄ°RLİĞİ Ä°LE,

1.Başvuruların birleştirilmesine

2. Başvuruları kabul edilebilir bulmuştur

3. SözleÅŸmenin 6-1 maddesinin ihlal edildiÄŸine karar vermiÅŸtir

4. baÅŸvurunun diÄŸer unsurlarının sözleÅŸmenin 6.1ve 6.2 maddeleri baÄŸlamında deÄŸerlendirilmesine gerek olmadığına

5. sözleÅŸmenin 8.maddesinin ihlal edildiÄŸine

6. Savunmacı Devletin ikinci baÅŸvurana (Åž. MosturoÄŸlu) üç ay içinde 6.000 Euro (altı bin Euro) artı tahakkuk edebilecek her türlü vergiyi Türk Lirası'na çevrilmek üzere manevi tazminat olarak ödemesine; ödeme tarihinde geçerli olan orandan ve yukarıda belirtilen üç aylık sürenin bitiminden ödemeye kadar geçen süre boyunca yukarıdaki tutara, temerrüt sırasında Avrupa Merkez Bankası'nın marjinal borç verme faiz oranına eÅŸit bir oranda basit faiz ödenecektir

Başvurucuların Kalanının Adil Tazmin Taleplerini Reddeder

Ä°ngilizce dilinde yapılmış ve taraflara mahkeme usulünün 77/2 ve 3.kuralları uyarınca tebliÄŸ edilmiÅŸtir.

bottom of page