top of page

SPOR KULÜPLERÄ° VE SPOR FEDERASYONLARI KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLÄ°K YAPILMASINA DAÄ°R KANUN TEKLÄ°FÄ° TASLAÄžI ÜZERÄ°NE DÜÅžÜNCELER
Hazırlayan: Av. Şekip Mosturoğlu

 Yasanın hazırlanmasındaki temel argüman spor kulüplerinin mali sorunları olarak gösterilmektedir. Bu sorunlar, kanunun genel gerekçesinde; kulüplerin yeterli düzeyde gelir üretmemelerine raÄŸmen gider ve harcamalarını kontrol edememeleri nedeniyle sürekli tekrarlanan bütçe açıkları ve net dönem zararları olarak belirlenmiÅŸtir. Gerekçede; bu açıkların yüksek maliyetli borçlanma yoluyla finanse edilmesinin kulüpleri giderek büyüyen ve varlıklarını yok etme noktasına götüren bir borç sarmalına götürdüÄŸü deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Yine gerekçede; kulüplerin kurumsallaÅŸma, yönetim ve organizasyon yetersizlikleri ile ÅŸeffaflık eksikleri, mali disiplin ve kontrol sorunu ve bunun saÄŸlanmasına yönelik yeterli mekanizmanın bulunmadığı bir diÄŸer deÄŸerlendirmedir.

​

Öncelikle ifade etmek isterim ki kulüplerin kurumsal yapılarının geliÅŸtirilmesi ve yenilenmesinden yanayım. Bu düÅŸüncemi makalenin en başında açıklamamın sebebi ise bu fikre karşı olmadığımın daha en baÅŸtan anlaşılabilmesidir.

​

Taslağı destekleyenler, spor kulüplerinin baÄŸlısı olduÄŸu bakanlığın deÄŸiÅŸmesinin kulüplerin kurulumunu kolaylaÅŸtıracağı, dernek yapısı ile kurumsallaÅŸmanın mümkün olmadığını, baÅŸkan ve yöneticilere getirilecek cezai yaptırım ve mali sorumluluÄŸun mali disiplini saÄŸlayacağı, UEFA Mali Fair Play sisteminin yasal dayanaÄŸa kavuÅŸacağını, ÅŸirketleÅŸmeyi ve yabancı yatırımcı giriÅŸini kolaylaÅŸtıracağını, alacaklıların korunacağını, kamu alacaklarının tahsilinin kolaylaÅŸacağını, denk bütçe sisteminin adil sportif rekabeti doÄŸuracağını, spor yargı kurulları konusunda AÄ°HM kararlarına uygun yenin bir yapının oluÅŸmasına olanak saÄŸlanacağını, getirilen yeni düzenlemelerle federasyonların sportif baÅŸarılarının, plan ve projelerinin, faaliyetlerinin etkin ve verimli ÅŸekilde izlenebileceÄŸini, kontrol edilebileceÄŸini savunmaktadırlar.

​

Esasen Yasa Taslağının temel hedef alanının futbol olduÄŸu yapılan düzenlemelerin içeriÄŸinden kolaylıkla anlaşılmaktadır. 2021 yılına gelinmiÅŸ olmasına raÄŸmen futbolu düzenleyen uluslararası kuruluÅŸların “üye birlikleri” olduÄŸunun ve bu üye birliklerine giriÅŸin “üyelik ÅŸartlarının kabulünü” gerekli kıldığının hala anlaşılamamış olması düÅŸündürücüdür. ÖrneÄŸin UEFA yani Avrupa Futbol Federasyonları birliÄŸi üye federasyonlardan oluÅŸan bir birliktir.

​

Bu birliÄŸe üye olabilmek için üye federasyonların (ve onların baÄŸlısı kulüplerin, futbolcuların, teknik adamların v.s paydaÅŸların) UEFA Ana Statüsünü ve UEFA’nın çıkardığı statüleri kabul etmesi bir gerekliliktir. UEFA, üye federasyonlardan üyeliÄŸe giriÅŸte taahhütnameler almakta ve üye federasyonların da kendi baÄŸlılarından aynı taahhütleri almalarını üyelik için ÅŸart koÅŸmaktadır. Bu ÅŸartları saÄŸlayamayan Federasyonlar, üye olarak kabul edilmemekte ve baÄŸlıları da UEFA Organizasyonlarına katılamamaktadır.

​

Bu nedenledir ki Türkiye Futbol Federasyonu da hükmi ÅŸahsiyetini kazandıran özel kanundaki düzenlemelerini, statü ve talimatlar ile yapacağını, baÄŸlılarının da üyelik ÅŸartı olarak bu statü ve talimatlarla baÄŸlı olacaklarını taahhüt etmelerini üyelik ÅŸartı olarak aramaktadır. Bu ÅŸartları kabul etmeyen kulüplerin Türkiye Futbol Federasyonu tarafından organize edilen liglere katılmaları ve yarışmaları mümkün deÄŸildir. UEFA baÄŸlısı ülke federasyonlarından hiç biri mali fair play kurallarını iç hukuklarına kanun yolu ile aktarmamıştır. UEFA baÄŸlısı ülke federasyonları, UEFA üyeliklerini sürdürebilmek için UEFA mali fair play kurallarını talimat olarak yürürlüÄŸe sokmak ve uygulamak mecburiyetindedir. Aksi takdirde hiçbir üye federasyonun baÄŸlısı kulübün UEFA organizasyonlarına katılabilmesi mümkün deÄŸildir. Benzer ÅŸekilde TFF baÄŸlısı kulüplerin tamamı TFF tarafından çıkarılan ve UEFA mali fair play talimatının zorunlu yansıması olan kulüp kriterlerini aynen kabul etmek zorundadır. Aksi takdirde TFF tarafından organize edilen liglere katılabilmeleri mümkün deÄŸildir. Sisteminin yürümesi için öngörülen kademeli sportif yaptırımlar TFF’nin kuruluÅŸ yasasından aldığı yetkinin bir sonucudur ve bu yaptırımların uygulanması için ayrıca bir yasal dayanaÄŸa gerek bulunmamaktadır.

​

Keza kanaatimizce TFF bağılarının ana statülerinin belirlenmesi ve bu statüde zorunlu mali düzenlemelerin bulunmasının TFF tarafından saÄŸlanabilmesi de mümkündür. Bunun için yasal bir düzenleme gerekmemektedir. TFF tarafından bu konuda yapılacak bir düzenleme üyelik ÅŸartı olacağından bu ÅŸartları saÄŸlayamayan, ana statülerinde bu düzenlemelere uygun düzenleme yapmayan  kulüplerin TFF organizasyonlarına katılması TFF tarafından kolaylıkla önlenebilir. Bu ÅŸekilde kulüplerin sahip olduÄŸu esas hak olan “yarışma hakkının” sınırlandırılması, askıya alınması, sonlandırılması kulüplere yönelik olarak uygulanacak en ağır yaptırım olacaktır. Bu, Taslakta baÅŸkan ve yöneticilere yönelik olarak öngörülen mali ve cezai yaptırımlardan daha fonksiyoneldir. Özel Hukuk ve Ceza Hukukumuzda bir kulübün yarışma hakkının sınırlandırılmasına, askıya alınmasına, sonlandırılmasına sebebiyet veren baÅŸkan ve yöneticiler ile ilgili olarak genel ve özel hukuki düzenlemeler zaten mevcuttur. Unutulmamalıdır ki 6222 sayılı Yasa’nın çıkarıldığı anda kamuoyu tarafından sonuçlarını kestirilemeyen cezai düzenlemeler, kanun koyucu tarafından ittifakla kabul edilmiÅŸ, ancak sonradan Yasa’nın genel ceza düzenlemeleri ile oransal olmayan uygulamalara sebebiyet vereceÄŸi kısa bir süre sonra görülerek Yasa’da öngörülen ceza miktarlarında ve Yasa’nın uygulanmasında önemli deÄŸiÅŸiklikler yapılmak zorunda kalınmıştır.

​

Bu itibarla temel önerimiz ÖrneÄŸin Ä°ngiltere Futbol Federasyonu ve Premier Lig A.Åž. gibi yapıların ele alınıp, incelenerek TFF ve Liglerin benzer ÅŸekilde yeniden yapılandırılması olmalıdır. Ä°ngiltere Futbol Federasyonu ve Premier Lig A.Åž. yapılandırılırken tüm paydaÅŸların katılımı ile ana statüler, statüler ve talimatlar hazırlanmış ve neticede kusursuz iÅŸleyen bir iÅŸ modeli kurulmuÅŸtur. Ä°ngiltere Futbol Federasyonun tüm baÄŸlılarının hak ve yetkileri bu düzenlemeler ile belirlenerek yarışmanın mali, idari, hukuki, alt yapı meseleleri objektif kurallara baÄŸlanmıştır. Bu yapılırken de ayrıca özel bir yasal düzenlemeye gereksinim duyulmamıştır.

​

Yapılmak istenen düzenleme ile liglere ve liglerde yarışma hakkına kamusal bir nitelik kazandırılmak istenirken özellikle sermayenin futbol alanına giriÅŸine engel olabilecek nitelikteki düzenlemeler göz ardı edilmiÅŸtir. Unutulmamalıdır ki çok üyeli kulüpler kadar sermaye ÅŸirketi olarak yarışmaya iÅŸtirak eden kulüpler de bulunmaktadır. Yasadaki düzenlemeler tamamen özel sermayeye ait bu kulüplere de uygulanacaktır. Özellikle yabancı sermayenin bu denli kısıtlamanın öngörüldüÄŸü kulüp yapılarına sermaye koyması kolay gözükmemektedir.

​

Yapılan düzenlemenin, FÄ°FA ve UEFA gibi üst kuruluÅŸların, “futbolun özerk” olması konusundaki hassasiyeti ile de ele alınacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu açıdan bakıldığında kamunun futbol alanına yoÄŸun müdahalesini getiren düzenlemelerin pek çok bakımdan FÄ°FA ve UEFA tarafından kabul görmeyeceÄŸi düÅŸünülmelidir. Keza yapılmak istenen yasal düzenlemeye konu pek çok düzenlemenin hatta bunlardan daha ilerideki düzenlemelerin mevcut kulüplerin ana statülerinde zaten mevcut olduÄŸu bilinmektedir ve bilinmelidir. Pek çok kulüp, bu düzenlemeleri uygulamakta ve geçmiÅŸ baÅŸkan ve yönetimler ile ilgili onlarca hukuk ve ceza davası zaten bulunmaktadır. Bu davalar sonucunda ceza alan, ÅŸahsi mali sorumlulukları cihetine gidilen onlarca baÅŸkan ve yönetici bulunmaktadır. Bu düzenlemelere raÄŸmen mali konularda sistemin yürümemesinde ki temel sorun denetim noktasındaki eksikliklerdir. Kulüp organları dışında, Bakanlık tarafından yapılan denetimlerin süresi ve kapsamı, bu süreçlere karşı yönelen harici müdahaleler baÅŸlı başına sorunsaldır. Bu yüzden kamu adına denetimin kurallarının yeniden belirlenmesi, ÅŸeffaflaÅŸtırılması ve güçlendirilmesi yeterli ve ÅŸarttır. Keza TFF’nin üst örgütler tarafından uygulanan Mali Fair Play kurallarını katı bir ÅŸekilde uygulayamaması düzenleme eksikliÄŸinden deÄŸil, TFF’nin kendisinin özerkliÄŸi ile ilgili bir sorundan kaynaklanmaktadır. ÖzerkliÄŸin, Ä°ngiltere modelinde olduÄŸu gibi iÅŸ ortaklığı ÅŸeklinde deÄŸerlendirilmesi ve organizasyonun bir iÅŸ olduÄŸunun kabulü ile TFF’nin denetim gücünü geniÅŸletmek ve uygulamak mümkündür. Bunun yerine TFF’nin kamusal bir otorite ve uygulamalarının kamusal yönünün olduÄŸunun kabulü hiçbir zaman etkin bir denetimi saÄŸlayamayacaktır.

​

Denetim noktasında iÅŸ ortaklarının yani lige katılan kulüplerin birliÄŸinin olması ve iÅŸe zarar veren ortakların yarışma hakkının bu birlik tarafından sınırlanması, askıya alınması ve iptal edilmesi etkin denetimi saÄŸlama noktasında yeterli olacaktır. Bu noktada eksik olan düzenleme Lig Yönetimine iliÅŸkin yapılarla alakalıdır. Kulüpler BirliÄŸinin mevcut vakıf statüsü lig organizasyonu için yeterli deÄŸildir. Bu sebeple yapılması gereken yasal düzenleme öncelikle Kulüpler BirliÄŸi ile alakalı olmalı, Kulüpler BirliÄŸinin hükmü ÅŸahsiyeti, görev ve yetkileri, yönetim organizasyonun yasal çerçevesi belirlenmelidir. ÖrneÄŸin NBA, NBA takımlarının katılımı ile oluÅŸmuÅŸ, bir ÅŸirkettir ve bu tüzel kiÅŸilik organları vasıtasıyla NBA organizasyonun paydaÅŸlarının mali, idari ve hukuki kriterlerine belirlemekte ve uygulamaktadır. NBA iÅŸ ortakları için birincil öncelik NBA’nın yani iÅŸin sürdürülmesi olduÄŸu için bu kriterleri saÄŸlayamayan kulüplere mali yaptırımlar, sınırlamalar getirilebilmektedir. Bunun yerine yani organizasyonun iÅŸ olduÄŸunun kabulü yerine mevcut organizasyonun yasa ile yapılmak istendiÄŸi ÅŸekilde kamulaÅŸtırılması iÅŸin geliÅŸimini ve sürdürülebilir olmasını imkansız hale getirecektir.

​

Son olarak taslakta kulüplerin gelirlerinin nispetle giderlerinin artış halinde olduÄŸu, aradaki farkın yüksek faizli dış kaynakla finanse edildiÄŸine dikkat çekilmiÅŸ ve Yasanın esas amacının buna engel olmak olduÄŸu belirtilmiÅŸtir. Gelir gider arasındaki farkın temel nedeni nedir. Ülkemizdeki temel neden, futbolcu maliyetlerine iliÅŸkindir. Özellikle yabancı oyuncu sayısındaki artış, bu oyunculara ödemelerin döviz cinsinden yapılması, kulüplerin gelirlerinin ise TL olması farkın temel nedenidir. Yabancı oyuncu sayısında bir azaltmaya gidilmemesi halinde (yüksek kur artışlarının yaÅŸanması sebebiyle) kur farkı ile gider farkının oluÅŸmasını engellemeyecektir. Yabancı oyuncu sayısındaki artışın kısıtlanması TFF tarafından yapılacak talimat deÄŸiÅŸikliÄŸi ile kolaylıkla çözülecek bir sorundur. Yine futbolcu ücretleri için ücret tavanı öngörülmesi, A listelerine yazılan alt yapıdan yetiÅŸen (kulübün kendi yetiÅŸtirdiÄŸi) oyuncu  sayısının arttırılması bir baÅŸka çözüm önerisidir. Bu kapsamda alt yapıların yeniden organize edilmesi ve bunun TFF tarafından zorunlu tutulması ve denetlenmesi bir gerekliliktir. Bu konuların tamamını, TFF’nin talimat düzenlemeleri ile yapabilmesi zaten mümkündür. Bunların yerine yani yapısal sorunlara çözüm üretmek yerine yasa ile yapısal sorunların çözülmesini beklemek doÄŸru bir yaklaşım deÄŸildir.

​

Yasanın düzenlemelerini, tek ele almayı ve bunlar üzerinde eleÅŸtiri ve deÄŸerlendirme yapmayı bir diÄŸer makalenin konusu olarak görmekteyim. Bu makalede anlatmak istediÄŸim husus, TFF ve Ligin, dünyada, iyi iÅŸleyen örneklerine uygun hale getirmek ile yapısal çözüme ulaÅŸmanın daha doÄŸru ve akılcıl bir yol olduÄŸudur. Yasal düzenlemenin, çoÄŸulcu bir katılım ile ele alınması ve tartışılmasının doÄŸru yaklaşım olduÄŸudur. Aksi takdirde en mükemmel yasaya raÄŸmen kısa bir süre sonra arka kapı uygulamalarının olması, yasada öngörülen kamusal denetimin, cezai ve mali yaptırımların öngörülmeyen sonuçlarının olması kuvvetle muhtemeldir.   

​

Yasa Taslağında AÄ°HM’nin Türkiye hakkında vermiÅŸ olduÄŸu hak ihlali kararları doÄŸrultusunda TFF Tahkim Kuruluna iliÅŸkin yeni bir takım düzenlemeler yapılmak istendiÄŸi de görülmektedir. Yapılmak istenen düzenlemelerin içeriÄŸi konusunda her hangi bir deÄŸerlendirme yapmadan, AÄ°HM’nin Türkiye hakkında vermiÅŸ olduÄŸu hak ihlali kararlarına uygun olarak yapılacak böyle bir düzenlemenin kısa vadeli bir çözüm olacağını, AÄ°HM’nin Mutu & Pechstein  kararının tahkim konusunda yapılacak yeni düzenlemede esas olması gerekeceÄŸi yönündeki deÄŸerlendirmemiz ile uyarıda bulunmakla yetinelim. 

bottom of page